Bildirimler
Tümünü Sil

Foruma Üye olduktan sonra "Aktivasyon-Şifre Belirleme Aşamasında Sorun Yaşayan Üyelerimiz

Foruma üye olurken "hotmail, outlook, msn" uzantılı bir mail adresi kullandıysanız size gönderdiğimiz aktivasyon-şifre belirleme e postası hesabınızdaki "gereksiz-spam" klasörüne düşmüş olabilir. Lütfen "gereksiz-spam" klasörünü kontrol ediniz. Destek için instagramdan @spearfishingturkey bize ulaşabilirsiniz.

Köpek Balığı İle Sıcak Temas

19 Mesajlar
16 Üyeler
40 Beğeniler
6,878 Görüntüleme
Caner Fuat KURT
(@canerfuatkurt)
Mesajlar: 164
Üye Palazı
Konuyu Başlatan
 

Herkese merhaba. 2018 yılında sitenin blog bölümüne yazdığım bu anıyı, forumda tekrar sizlerle paylaşmak istedim. İyi forumlar.

Dalışa saat 5.50’de başladım, su inanılmaz durgundu. Merada in cin top oynuyor desem yeridir. Yaklaşık 9 metrede 1,5 kg civarı bir züber(şeytan) vurup şamandırama taktım ilerlemeye devam ettim. Hedefim kıyıdan 1,5 km açıkta olan 15-19 mt derinlikteki taşlık alana doğru ilerlemek, bu ilerleme esnasında da merayı kolaçan etmek. Suda görüş 4-5 mt civarı ki bu bölgede alışık olduğumuz puslu bir görüş. Kıyılarda 10 mt.

Yaklaşık 1 saat geçti ki, 8-9 metredeki taşlarımdan sürekli uzaklaştığımı 13-15 mt aralığında ilerlediğimi farkettim, bu duruma akıntı mı sebep oldu bilemiyorum. Üzerimde müthiş bir durgunluk ve isteksizlik var. Halbuki bir gün önceden hazırlıklarımı yapıp, antrenmanlarıma varana kadar tamamladım ve dalış gününü iple çekiyordum. Fakat güneşin sürekli bulutların ardında kalması ve suyun puslu ve çırpıntısız oluşu benim tüm isteiğimi yok etti.

Yaklaşık 13 metrede altımdan bir kuyruk geçti, tahmin ediyorum bir ceylandı hemen ardından attım ve ıskaladım. Genelde ceylanlar agaşona cevap verirler dalış yapıp kabza ile taşı dövdüm ama ne gelen var ne giden. Bu arada çok sağlam nefeslenmeler yapmama rağmen agaşonlarım tamamen isteksizlikten kısa sürüyordu. Yani diyafram kasılması yaşamadan suyun üstüne çıkıyorum ki hiç bu tarz avlanmam, arada kendimi açar güzel taşlarda yatarım. Bir agaşon daha ve 1 kg civarı bir baraküda şişin ucundan ıska… Yukarı çıktım, bu son agaşon sonra kıyıya palet basacağım bu dalış bu psikoloji ile gitmez dedim. Kararım çok net ki dalış hayatımda asla böyle bir psikolojide olmadım. Sorun neydi inanın bilmiyorum…

Yaklaşık 14 metrede yuvalık sayılabilecek bir noktada yattım ve taşa birkaç kere vurdum yaklaşık 30 sn geçmedi, sağ tarafımda büyük bir canlı gördüm. Alışık olduğumuz vatozlardan geçenlerde devasa bir birey gördüğüm için, onlardan biri sandım fakat canlı bana yaklaşınca yaklaşık 1.8 mt (kendi boyuma göre hesaplıyorum) bir mako köpekbalığı olduğunu farkettim. Arkadaşlar yaklaşık 11 senedir dalıyorum, suda orkinos dahil bu kadar büyük bir canlı ile karşılaşmadım. Fakat ne hikmetse, kendimden beklemeyeceğim bir sakinlikle balığı izledim, zıpkını üstüne doğrultup sabırla bekledim, o da beni süzdü ve en ufak bir hareket dahi göstermeden dibime kadar geldi. Öyle bir duruşu ve ilerleyişi var ki, bu körfezin tek sahibi o sanırsınız, en ufak bir korku belirtisi en ufak bir ürkeklik yok. Kendinden bu kadar emin hiçbir canlı görmedim. Şişin ucu ile arasında 1 mt falan kaldığında zıpkını çok hafif belki 2-3 cm ileri iter gibi yaptım. Bu hareketi yapmadan önce aklımda daha önce izlediğim köpekbalığı videoları ve ustamın sözleri geldi. “Dürtme, ani hareket yapma, çok yaklaştırma!” Arkadaşlar hani videolar falan izliyoruz ama bu an öyle izlediğiniz gibi, ekrandan gördüğünüzde hissettiğiniz bir an değil.

Vücut ve eğittiğiniz zihniniz, artık kendinizi ne kadar böyle bir karşılaşmaya hazırlayabildiyseniz, kendini savunmaya geçiyor. Yani insan orada biraz makineleşiyor. Bunda benim kendimi bu bölgede avlandığım için köpekbalığı karşılaşmalarına zihnen hazırlamış olmamın da etkisi var. Ya da şoka girdim ve ondan sakin kaldım, bilemiyorum. Tek bildiğim nabzım agaşondayken yükselmedi, çok şükür. Her neyse, balık benim dibimden sakince uzaklaştı ve ben iyice uzaklaşmasını ve gözden kaybolmasını bekledim, Allah korusun çıkışa geçerken döner falan düşüncesi ile. Yukarı çıktım, Allah’ım bu ne yarabbim, dedim. Hemen 21 mt iple belimdeki balık kurşuna takılı şamandırama gittim, züberi ipten kesip suya bıraktım.

İnternette, köpekbalığının korku ya da panik gibi duyguları sezebildiğiyle ilgili şeyler okumuştum, ne kadar başarılı olabildim bilmiyorum ama paletleri şapırdatmadan ve düzenli bir biçimde doğru kıyıya palet basmaya başladım ve serüven asıl burada başladı. Tam 5 dk yüzdüm arkadaşlar, 5 koca dakika, o öyle bir 5 dakika ki bana belki saatler gibi geldi. Agaşondaki nabız artık o eski halinde değildi ve hızla yükseliyordu, derhal derin nefeslenmem gerekti ve bunu yaptım. Nefeslendim hem de çok iyi nefeslendim. Maskem aşağıya bakacak şekilde kıyıya yüzmeye devam ettim. Bu esnada ola ki bana saldırırsa diye çevremi kolaçan ediyordum.

Kafamdaki hesap en kötü durumda ya palet çırpmalarıma doğru saldıracak ya da baş kısmıma, yapabileceğim tek şeyi yaptım, zıpkını bir saldırı anında düşürmemek için kollarımı iyice gövdeme yapıştırdım ve baş/gövde kısmını korumak için zıpkını hafif aşağı bakacak şekilde tuttum. Zıpkını tam aşağı tutamıyorum çünkü yüzmeme engel oluyor, ayak kısmına saldırırsa vururum, baş kısmını da böyle korudum, yanlardan gelirse Allah kerim dedim. Badi yok, bot yok, çevreden geçen tek bir tekne yok! Zıpkınım ve ben ha bir de Omer Mini Laser var kürdan niyetine. Bu esnada etrafımdaki ufak balıklar çaprazlamasına zıplamaya başladı, bulanıklıkta bir silüet 12-13 mt sağ alt tarafımdan geçti ama seçemiyorum, içimden hayal görüyorsun diyordum ki biraz daha belirginleşiverdi o silüet.

İşte o an “bu beni kahvaltı olarak kafaya koydu, olacaklara hazırlan” diye geçirdim ve gerçekten de o an tek yapabileceğim şey olacaklara hazırlanmaktı. Diğer elime bıçak almayı düşündüm ama bu seferde zıpkını tek elle kontrol edemeyecek olmanın verdiği tedirginlik beni bu kararımdan vazgeçirdi. İşte tüm bu onlarca düşünce arasında yaklaşık 12 mt derinlikten hızla üstüme doğru bir kafa gelmeye başladı. Allahım…. Offfff! Ağzı ısıracak şekilde açık, kuyruk sağa ve sola çok seri şekilde hareket ediyor kafası da aynı şekilde çok seri. Baş kısmıma doğru tam alttan bana doğru geliyor ve niyeti kesinlikle ısırmak.

Ben 188 boyunda 87kg ağırlıktayım, üstümde elbise ile falan cüssemi tahmin edebilirsiniz, bu balık beni cüsseme rağmen kesinlikle gözüne kestirdi. İşte beni asıl korkutan bu oldu, balık kararlıydı. Bu düşünceler belki saliseler içinde aklımdan geçerken balık üstüme gelmekte ve arayı hızla kapatmaktaydı. Zıpkınım 105’lik Pathos Sniper, böyle bir karşılaşma için biraz uzun, eğer balık 1 mt daha yaklaşsa şişin ucunu geçecek ve balıkla aramda beni koruyacak hiçbir şey kalmayacak. Balığın kötü niyetine, öldürerek karşılık vermekten başka çarem yoktu. Emin olun, 15-20 kg lık bir akya ya da liça olsa o seri hareketler karşısında nişan bile alamazdım. Ama balığın cüssesi ve direk şişin ucuna doğru hareketlenmesi dezavantajı oldu, 16’lık çift lastiklerin tuttuğu 6,75’lik sharkfin şişim, gövdesinden son çıkışını yaptı. Balığın burnunun 20 cm gerisinden giren şiş, gövdesi boyunca en az 60 cm ilerledi fakat karşıdan çıkmadı çünkü çapraz bir atıştı ve balığın karnına doğru ilerleyip orada kaldı. Kafasından yediği şişle ani şekilde sağ tarafımdan dibe dönen balık, müthiş bir süratle makarayı açtı. Bu esnada aklımdan 2 şey geçti; balık tekmiydi, şişi kurtarabilirmiydim. Evet, mal canın yongasıdır dostlar  Bunu bana bir başka zıpkıncı anlatsa “Senin ben beynini……..” derdim ama bunu yaptım gerçekten.

Makara süratli sayılabilecek şekilde açılırken, balığın yavaşlamasını bekledim. çünkü o şişten sonra ağzını dahi açamayacak durumda olduğunu tahmin edebiliyordum. Balığın cüssesine bakarak, tek olduğuna kanaat getirdim ve şamandırama hızla yüzdüm. Evet, artık kıyıya değil açığa doğru 20 mt palet basmam gerekti, tabi bunu yaparken ipin gerginliği ve yönünden balığın durumunu kontrol ederek yaptım. Şamandırama vardığımda, zıpkının lastiklerini dişlerimin arasına alarak batmasını önledim, makaranın ipini tek elle tutarken, diğer elimle bıçağımı çıkardım ve ipi kesmeye çalıştım. Lanet bıçak bir önceki gün bilenmesine rağmen hem testere kısmı hem normal ağzıyla o ipi kesemedi, işte o birkaç saniyede buna o kadar sinirlendim ki anlatamam. Omer Laser’i zaten beğenmiyordum ama o ipi kesemeyince tam bir çöple avlandığımı anladım. Neyse biraz zorlamayla kestiğim ipi hızla şamandıraya bağladım. Artık şişi yarı yarıya garantilemiştim. Hızla birkaç yüz metre daha kıyıya gittim ve zıpkını havaya kaldırarak sallamaya başladım. Çok şükür ki o esnada İSDEMİR’in güvenlik botundakiler beni fark ettiler. Bot hızla yanıma yaklaşırken adlarını hep minnetle anacağım, Mustafa Sertkaya ve Bora Yılmaz bana merakla bakıyorlardı.  Sudan beni çıkarıp kurtardıklarında hala ayağımın titrediğini unutamıyorum. Onlara durumu anlatmaya başladım, köpekbalığı saldırısına uğradığımı, hayvanı vurduğumu hızla aktardım. Mustafa abi bana dönüp, gerçekten köpekbalığı mı dedi! Evet dedim. Bırak gitsin dedi, ölür o! Ben de bırakmayalım, alırız şişi dedim.

Evet dedim bunları  Şu satırları yazarken ben de kendimi eleştiriyorum ama böyle oldu işte. Herneyse şamandıraya yaklaştık, hala hareketliydi şamandıra ve hızla eğilip şamandırayı bota aldım. Ardından yaklaşık 40 mt’lik parkur başladı. Balık zaten gücünün çoğunu kaybettiği için zorlamadı ve oldukça hızlı çektik, tam kalama misinasına birkaç metre kalmıştı ki, ipi iki kişi tuttuğumuz için ve balığın gücünün kalmadığını düşündüğümüzden olsa gerek balık son bir kuyruk darbesiyle multiflament misinayı kırdı. Gitti 6,75 sharkfin dedim, kaptan da canın sağolsun dedi. İnsan oğlu çok garip dostlar, 15 dk önce neyin derdindeyiz, 15 dk sonra neyin…

Velhasılı kelam buradan çıkarılacak dersler var tabi ama benim bu duruma düşmemin en büyük sebebi o mesafeyi tek gitmek, 7mm elbise ile avlandığım suyun köpekbalığının gezebileceği sıcaklığa ulaştığını farkedememek oldu. Ustam bunların yumurta bırakmaya geldiğini ve kıyılamaya başladıklarını söyledi.

Ben artık bir süre derin dalış yapmayacağım ta ki sular yeniden soğuyana kadar. O zamana kadar mendireklerde oltacılarla kavga edip, kefal falan vurmayı düşünüyorum. Balığın videosu yok maalesef, ondan bir dalış önceki baraküdanın videosu var ama köpekbalığı dalışında maalesef kamerayı açmamışım, telaşla zaten yukarıda atış anını da çekememiştim. Fakat o an tekneyi beklerken çektiğim bir video varki, kimseye izletmeyi düşünmüyorum. O videoyu neden çektiğim ve neler olduğu da zihnimde sonsuza kadar kalacak.

 
Gönderildi : 07/04/2020 09:41
SurviveBaba, Arif Mücahid, Ahmet Sarıkaya and 17 people reacted
Barracuda
(@can)
Mesajlar: 2723
Yönetici
 

2 sene önce de okuduğumda tüylerim diken diken olmuştu. Tekrar okudum aynı şekilde etkilendim. Hatay il sınırları içerisinde bu türlü bir olayı yaşayan benim bildiğim tek kişisin kardeşim 🙂 Tekrar yaşanmaması dileğiyle sağlıklı dalışlar.

 
Gönderildi : 07/04/2020 10:56
(@tatarburo)
Mesajlar: 2
Yeni Üye
 

Sen ne yaşamışsın hocam  öyle. Valla kalbim güp güp ede ede tek solukta okudum. Unutulmaz bir tecrübe.

 
Gönderildi : 07/04/2020 12:46
zencuk
(@zencuk)
Mesajlar: 779
Yönetici Forum Yönetimi
 

Bu yazınızı daha önce farklı bir platformda okumuştum. İnsan bir ürperiyor 😆 Marmarada su zaten genelde bulanık, çoğunlukla dibe indiğinizde görüşü yakalıyorsunuz. Tuhaf bir sessizliğin içinde midye çıtırtıları yerine göre gemilerin boğuk sesleri geliyor. Yeşil loş bir ışığın altında hareketsiz kalıp, sınırlı görüş alanın içersinde koyu yeşilliğin içine bakıp avınızı beklerken.. İşte o düşünce sarıyor birden; köpekbalığı gelse şimdi?  Sonra vuruyorum paletin dibine dibine 😆 😆 Umarım bir tek bana olmuyordur. 😆 Yıllardır dalarım şu düşünce çocukluğumdan beri var. Benim jenerasyonu Jaws ile bitirdiler sanırım. 😆

 
Gönderildi : 07/04/2020 14:25
Ahmet Sarıkaya, Agguato, Safak and 2 people reacted
Barracuda
(@can)
Mesajlar: 2723
Yönetici
 
Gönderen: @tatarburo

Sen ne yaşamışsın hocam  öyle. Valla kalbim güp güp ede ede tek solukta okudum. Unutulmaz bir tecrübe.

@tatarburo Canerin olayı yaşadığı yer, benim de ara sıra avlandığım bir mera bir de sen beni düşün 😀

 
Gönderildi : 07/04/2020 14:53
Buğra Batuhan
(@bbatuhan)
Mesajlar: 529
Kıdemli Üye
 

Baya film gibi canlandirdim kafamda.

Bende Ömer lazer bakıyordum bıçak olarak şimdi vazgeçtim.

Mini blade bakayım o nasıldır bilmiyorum ama .

Değişik bir tecruba ama bol.aksiyonlu olmuş Allah korumuş.

Geçmiş olsu .

 
Gönderildi : 07/04/2020 14:54
ONR6NKOC
(@onr6nkoc)
Mesajlar: 1231
Başımı o denizden çıkarayım desem! Balığım ya; nefesim kesilir.... Forum Yönetimi
 

Geçmiş olsun . Caner.  Biz Marmara avcisiyiz ben köpek balığı değilde yunuslarla aynı sikitnilari yaşıyorum desem yeridir.  Meralarim 10 metreler ama kıyıdan 1.5- km kadar var buraya tek gittiğim zamanlarda köpekbalığından ziyade yunuslar la aynı merayi paylaşmaktan tırsıyorum. Tek olsa görüş güzel olsa belki sıkıntı olmaz ama görüş kötü ve yunus sürüleri genelde 30 -40 li suruler halinde belki zarar vermez ama sürü olunca yavru olur annelik iç güdüsü olur saldırma ihtimali doğabilir. O cussesi ile baş edebilirmiyim bilmiyorum şimdilik uzak mesafede gorudugum zaman sudan cikiyorum. Bu fobiyi bir şekilde yenmem gerekecek.

Saglicakla dalin..

 Spearfishingturkey ailesi;

 
Gönderildi : 07/04/2020 15:09
tuncay, 2000watt, Barracuda and 1 people reacted
Rıdvan (scotchsoda)
(@ridvan)
Mesajlar: 1116
Sığ su avcisi Forum Yönetimi
 

Tekrar geçmiş olsun ...

 
Gönderildi : 11/04/2020 00:29
Barracuda reacted
Mcapkan
(@mcapkan)
Mesajlar: 25
Yeni Üye
 

geçmiş olsun büyük olay.

 
Gönderildi : 19/11/2020 19:28
gkhnkck1990 reacted
gkhnkck1990
(@gkhnkck1990)
Mesajlar: 329
Üye Palazı
 

@mcapkan sayende bende okuma fırsatı buldum  , teşekkürler.

@ Caner Fuat KURT geçmiş olsun usta, Allah korusun hepimizi

 
Gönderildi : 21/11/2020 09:42
Mcapkan reacted
Haktan N.
(@dreamdiver)
Mesajlar: 792
Trofe Üye
 

Geçmiş olsun, birde şu yönden düşün çocuklarına torunlarına anlatacak güzel bir hikayen var ☺

 
Gönderildi : 21/11/2020 11:27
(@eysorindik)
Mesajlar: 1
Yeni Üye
 
Gönderen: @canerfuatkurt
Köpek balığı ile sıcak temas

Herkese merhaba. 2018 yılında sitenin blog bölümüne yazdığım bu anıyı, forumda tekrar sizlerle paylaşmak istedim. İyi forumlar.

Dalışa saat 5.50’de başladım, su inanılmaz durgundu. Merada in cin top oynuyor desem yeridir. Yaklaşık 9 metrede 1,5 kg civarı bir züber(şeytan) vurup şamandırama taktım ilerlemeye devam ettim. Hedefim kıyıdan 1,5 km açıkta olan 15-19 mt derinlikteki taşlık alana doğru ilerlemek, bu ilerleme esnasında da merayı kolaçan etmek. Suda görüş 4-5 mt civarı ki bu bölgede alışık olduğumuz puslu bir görüş. Kıyılarda 10 mt.

Yaklaşık 1 saat geçti ki, 8-9 metredeki taşlarımdan sürekli uzaklaştığımı 13-15 mt aralığında ilerlediğimi farkettim, bu duruma akıntı mı sebep oldu bilemiyorum. Üzerimde müthiş bir durgunluk ve isteksizlik var. Halbuki bir gün önceden hazırlıklarımı yapıp, antrenmanlarıma varana kadar tamamladım ve dalış gününü iple çekiyordum. Fakat güneşin sürekli bulutların ardında kalması ve suyun puslu ve çırpıntısız oluşu benim tüm isteiğimi yok etti.

Yaklaşık 13 metrede altımdan bir kuyruk geçti, tahmin ediyorum bir ceylandı hemen ardından attım ve ıskaladım. Genelde ceylanlar agaşona cevap verirler dalış yapıp kabza ile taşı dövdüm ama ne gelen var ne giden. Bu arada çok sağlam nefeslenmeler yapmama rağmen agaşonlarım tamamen isteksizlikten kısa sürüyordu. Yani diyafram kasılması yaşamadan suyun üstüne çıkıyorum ki hiç bu tarz avlanmam, arada kendimi açar güzel taşlarda yatarım. Bir agaşon daha ve 1 kg civarı bir baraküda şişin ucundan ıska… Yukarı çıktım, bu son agaşon sonra kıyıya palet basacağım bu dalış bu psikoloji ile gitmez dedim. Kararım çok net ki dalış hayatımda asla böyle bir psikolojide olmadım. Sorun neydi inanın bilmiyorum…

Yaklaşık 14 metrede yuvalık sayılabilecek bir noktada yattım ve taşa birkaç kere vurdum yaklaşık 30 sn geçmedi, sağ tarafımda büyük bir canlı gördüm. Alışık olduğumuz vatozlardan geçenlerde devasa bir birey gördüğüm için, onlardan biri sandım fakat canlı bana yaklaşınca yaklaşık 1.8 mt (kendi boyuma göre hesaplıyorum) bir mako köpekbalığı olduğunu farkettim. Arkadaşlar yaklaşık 11 senedir dalıyorum, suda orkinos dahil bu kadar büyük bir canlı ile karşılaşmadım. Fakat ne hikmetse, kendimden beklemeyeceğim bir sakinlikle balığı izledim, zıpkını üstüne doğrultup sabırla bekledim, o da beni süzdü ve en ufak bir hareket dahi göstermeden dibime kadar geldi. Öyle bir duruşu ve ilerleyişi var ki, bu körfezin tek sahibi o sanırsınız, en ufak bir korku belirtisi en ufak bir ürkeklik yok. Kendinden bu kadar emin hiçbir canlı görmedim. Şişin ucu ile arasında 1 mt falan kaldığında zıpkını çok hafif belki 2-3 cm ileri iter gibi yaptım. Bu hareketi yapmadan önce aklımda daha önce izlediğim köpekbalığı videoları ve ustamın sözleri geldi. “Dürtme, ani hareket yapma, çok yaklaştırma!” Arkadaşlar hani videolar falan izliyoruz ama bu an öyle izlediğiniz gibi, ekrandan gördüğünüzde hissettiğiniz bir an değil.

Vücut ve eğittiğiniz zihniniz, artık kendinizi ne kadar böyle bir karşılaşmaya hazırlayabildiyseniz, kendini savunmaya geçiyor. Yani insan orada biraz makineleşiyor. Bunda benim kendimi bu bölgede avlandığım için köpekbalığı karşılaşmalarına zihnen hazırlamış olmamın da etkisi var. Ya da şoka girdim ve ondan sakin kaldım, bilemiyorum. Tek bildiğim nabzım agaşondayken yükselmedi, çok şükür. Her neyse, balık benim dibimden sakince uzaklaştı ve ben iyice uzaklaşmasını ve gözden kaybolmasını bekledim, Allah korusun çıkışa geçerken döner falan düşüncesi ile. Yukarı çıktım, Allah’ım bu ne yarabbim, dedim. Hemen 21 mt iple belimdeki balık kurşuna takılı şamandırama gittim, züberi ipten kesip suya bıraktım.

İnternette, köpekbalığının korku ya da panik gibi duyguları sezebildiğiyle ilgili şeyler okumuştum, ne kadar başarılı olabildim bilmiyorum ama paletleri şapırdatmadan ve düzenli bir biçimde doğru kıyıya palet basmaya başladım ve serüven asıl burada başladı. Tam 5 dk yüzdüm arkadaşlar, 5 koca dakika, o öyle bir 5 dakika ki bana belki saatler gibi geldi. Agaşondaki nabız artık o eski halinde değildi ve hızla yükseliyordu, derhal derin nefeslenmem gerekti ve bunu yaptım. Nefeslendim hem de çok iyi nefeslendim. Maskem aşağıya bakacak şekilde kıyıya yüzmeye devam ettim. Bu esnada ola ki bana saldırırsa diye çevremi kolaçan ediyordum.

Kafamdaki hesap en kötü durumda ya palet çırpmalarıma doğru saldıracak ya da baş kısmıma, yapabileceğim tek şeyi yaptım, zıpkını bir saldırı anında düşürmemek için kollarımı iyice gövdeme yapıştırdım ve baş/gövde kısmını korumak için zıpkını hafif aşağı bakacak şekilde tuttum. Zıpkını tam aşağı tutamıyorum çünkü yüzmeme engel oluyor, ayak kısmına saldırırsa vururum, baş kısmını da böyle korudum, yanlardan gelirse Allah kerim dedim. Badi yok, bot yok, çevreden geçen tek bir tekne yok! Zıpkınım ve ben ha bir de Omer Mini Laser var kürdan niyetine. Bu esnada etrafımdaki ufak balıklar çaprazlamasına zıplamaya başladı, bulanıklıkta bir silüet 12-13 mt sağ alt tarafımdan geçti ama seçemiyorum, içimden hayal görüyorsun diyordum ki biraz daha belirginleşiverdi o silüet.

İşte o an “bu beni kahvaltı olarak kafaya koydu, olacaklara hazırlan” diye geçirdim ve gerçekten de o an tek yapabileceğim şey olacaklara hazırlanmaktı. Diğer elime bıçak almayı düşündüm ama bu seferde zıpkını tek elle kontrol edemeyecek olmanın verdiği tedirginlik beni bu kararımdan vazgeçirdi. İşte tüm bu onlarca düşünce arasında yaklaşık 12 mt derinlikten hızla üstüme doğru bir kafa gelmeye başladı. Allahım…. Offfff! Ağzı ısıracak şekilde açık, kuyruk sağa ve sola çok seri şekilde hareket ediyor kafası da aynı şekilde çok seri. Baş kısmıma doğru tam alttan bana doğru geliyor ve niyeti kesinlikle ısırmak.

Ben 188 boyunda 87kg ağırlıktayım, üstümde elbise ile falan cüssemi tahmin edebilirsiniz, bu balık beni cüsseme rağmen kesinlikle gözüne kestirdi. İşte beni asıl korkutan bu oldu, balık kararlıydı. Bu düşünceler belki saliseler içinde aklımdan geçerken balık üstüme gelmekte ve arayı hızla kapatmaktaydı. Zıpkınım 105’lik Pathos Sniper, böyle bir karşılaşma için biraz uzun, eğer balık 1 mt daha yaklaşsa şişin ucunu geçecek ve balıkla aramda beni koruyacak hiçbir şey kalmayacak. Balığın kötü niyetine, öldürerek karşılık vermekten başka çarem yoktu. Emin olun, 15-20 kg lık bir akya ya da liça olsa o seri hareketler karşısında nişan bile alamazdım. Ama balığın cüssesi ve direk şişin ucuna doğru hareketlenmesi dezavantajı oldu, 16’lık çift lastiklerin tuttuğu 6,75’lik sharkfin şişim, gövdesinden son çıkışını yaptı. Balığın burnunun 20 cm gerisinden giren şiş, gövdesi boyunca en az 60 cm ilerledi fakat karşıdan çıkmadı çünkü çapraz bir atıştı ve balığın karnına doğru ilerleyip orada kaldı. Kafasından yediği şişle ani şekilde sağ tarafımdan dibe dönen balık, müthiş bir süratle makarayı açtı. Bu esnada aklımdan 2 şey geçti; balık tekmiydi, şişi kurtarabilirmiydim. Evet, mal canın yongasıdır dostlar  Bunu bana bir başka zıpkıncı anlatsa “Senin ben beynini……..” derdim ama bunu yaptım gerçekten.

Makara süratli sayılabilecek şekilde açılırken, balığın yavaşlamasını bekledim. çünkü o şişten sonra ağzını dahi açamayacak durumda olduğunu tahmin edebiliyordum. Balığın cüssesine bakarak, tek olduğuna kanaat getirdim ve şamandırama hızla yüzdüm. Evet, artık kıyıya değil açığa doğru 20 mt palet basmam gerekti, tabi bunu yaparken ipin gerginliği ve yönünden balığın durumunu kontrol ederek yaptım. Şamandırama vardığımda, zıpkının lastiklerini dişlerimin arasına alarak batmasını önledim, makaranın ipini tek elle tutarken, diğer elimle bıçağımı çıkardım ve ipi kesmeye çalıştım. Lanet bıçak bir önceki gün bilenmesine rağmen hem testere kısmı hem normal ağzıyla o ipi kesemedi, işte o birkaç saniyede buna o kadar sinirlendim ki anlatamam. Omer Laser’i zaten beğenmiyordum ama o ipi kesemeyince tam bir çöple avlandığımı anladım. Neyse biraz zorlamayla kestiğim ipi hızla şamandıraya bağladım. Artık şişi yarı yarıya garantilemiştim. Hızla birkaç yüz metre daha kıyıya gittim ve zıpkını havaya kaldırarak sallamaya başladım. Çok şükür ki birkaç yüz metre ötemden geçen bot beni farketti. Hemen yanıma yaklaştılar ve bota çıktım, durumu izah edip, şamandıraya gitmek istediğimi söyledim. Kaptan bana dönüp, gerçekten köpekbalığı mı dedi, evet dedim. Bırak gitsin dedi, ölür o alırız şişi dedim.

Evet dedim bunları  Şu satırları yazarken ben de kendimi eleştiriyorum ama böyle oldu işte. Herneyse şamandıraya yaklaştık, hala hareketliydi şamandıra ve hızla eğilip şamandırayı bota aldım. Ardından yaklaşık 40 mt’lik parkur başladı. Balık zaten gücünün çoğunu kaybettiği için zorlamadı ve oldukça hızlı çektik, tam kalama misinasına birkaç metre kalmıştı ki, ipi iki kişi tuttuğumuz için ve balığın gücünün kalmadığını düşündüğümüzden olsa gerek balık son bir kuyruk darbesiyle multiflament misinayı kırdı. Gitti 6,75 sharkfin dedim, kaptan da canın sağolsun dedi. İnsan oğlu çok garip dostlar, 15 dk önce neyin derdindeyiz, 15 dk sonra neyin…

Velhasılı kelam buradan çıkarılacak dersler var tabi ama benim bu duruma düşmemin en büyük sebebi o mesafeyi tek gitmek, 7mm elbise ile avlandığım suyun köpekbalığının gezebileceği sıcaklığa ulaştığını farkedememek oldu. Ustam bunların yumurta bırakmaya geldiğini ve kıyılamaya başladıklarını söyledi.

Ben artık bir süre derin dalış yapmayacağım ta ki sular yeniden soğuyana kadar. O zamana kadar mendireklerde oltacılarla kavga edip, kefal falan vurmayı düşünüyorum. Balığın videosu yok maalesef, ondan bir dalış önceki baraküdanın videosu var ama köpekbalığı dalışında maalesef kamerayı açmamışım, telaşla zaten yukarıda atış anını da çekememiştim. Fakat o an tekneyi beklerken çektiğim bir video varki, kimseye izletmeyi düşünmüyorum. O videoyu neden çektiğim ve neler olduğu da zihnimde sonsuza kadar kalacak.

Abi sen hakikaten ne yaşamışsın öyle ya 😀,tecrübe olur hepimize

 
Gönderildi : 04/04/2022 00:34
(@catres)
Mesajlar: 20
Yeni Üye
 
Gönderen: @canerfuatkurt
Köpek balığı ile sıcak temas

Herkese merhaba. 2018 yılında sitenin blog bölümüne yazdığım bu anıyı, forumda tekrar sizlerle paylaşmak istedim. İyi forumlar.

Dalışa saat 5.50’de başladım, su inanılmaz durgundu. Merada in cin top oynuyor desem yeridir. Yaklaşık 9 metrede 1,5 kg civarı bir züber(şeytan) vurup şamandırama taktım ilerlemeye devam ettim. Hedefim kıyıdan 1,5 km açıkta olan 15-19 mt derinlikteki taşlık alana doğru ilerlemek, bu ilerleme esnasında da merayı kolaçan etmek. Suda görüş 4-5 mt civarı ki bu bölgede alışık olduğumuz puslu bir görüş. Kıyılarda 10 mt.

Yaklaşık 1 saat geçti ki, 8-9 metredeki taşlarımdan sürekli uzaklaştığımı 13-15 mt aralığında ilerlediğimi farkettim, bu duruma akıntı mı sebep oldu bilemiyorum. Üzerimde müthiş bir durgunluk ve isteksizlik var. Halbuki bir gün önceden hazırlıklarımı yapıp, antrenmanlarıma varana kadar tamamladım ve dalış gününü iple çekiyordum. Fakat güneşin sürekli bulutların ardında kalması ve suyun puslu ve çırpıntısız oluşu benim tüm isteiğimi yok etti.

Yaklaşık 13 metrede altımdan bir kuyruk geçti, tahmin ediyorum bir ceylandı hemen ardından attım ve ıskaladım. Genelde ceylanlar agaşona cevap verirler dalış yapıp kabza ile taşı dövdüm ama ne gelen var ne giden. Bu arada çok sağlam nefeslenmeler yapmama rağmen agaşonlarım tamamen isteksizlikten kısa sürüyordu. Yani diyafram kasılması yaşamadan suyun üstüne çıkıyorum ki hiç bu tarz avlanmam, arada kendimi açar güzel taşlarda yatarım. Bir agaşon daha ve 1 kg civarı bir baraküda şişin ucundan ıska… Yukarı çıktım, bu son agaşon sonra kıyıya palet basacağım bu dalış bu psikoloji ile gitmez dedim. Kararım çok net ki dalış hayatımda asla böyle bir psikolojide olmadım. Sorun neydi inanın bilmiyorum…

Yaklaşık 14 metrede yuvalık sayılabilecek bir noktada yattım ve taşa birkaç kere vurdum yaklaşık 30 sn geçmedi, sağ tarafımda büyük bir canlı gördüm. Alışık olduğumuz vatozlardan geçenlerde devasa bir birey gördüğüm için, onlardan biri sandım fakat canlı bana yaklaşınca yaklaşık 1.8 mt (kendi boyuma göre hesaplıyorum) bir mako köpekbalığı olduğunu farkettim. Arkadaşlar yaklaşık 11 senedir dalıyorum, suda orkinos dahil bu kadar büyük bir canlı ile karşılaşmadım. Fakat ne hikmetse, kendimden beklemeyeceğim bir sakinlikle balığı izledim, zıpkını üstüne doğrultup sabırla bekledim, o da beni süzdü ve en ufak bir hareket dahi göstermeden dibime kadar geldi. Öyle bir duruşu ve ilerleyişi var ki, bu körfezin tek sahibi o sanırsınız, en ufak bir korku belirtisi en ufak bir ürkeklik yok. Kendinden bu kadar emin hiçbir canlı görmedim. Şişin ucu ile arasında 1 mt falan kaldığında zıpkını çok hafif belki 2-3 cm ileri iter gibi yaptım. Bu hareketi yapmadan önce aklımda daha önce izlediğim köpekbalığı videoları ve ustamın sözleri geldi. “Dürtme, ani hareket yapma, çok yaklaştırma!” Arkadaşlar hani videolar falan izliyoruz ama bu an öyle izlediğiniz gibi, ekrandan gördüğünüzde hissettiğiniz bir an değil.

Vücut ve eğittiğiniz zihniniz, artık kendinizi ne kadar böyle bir karşılaşmaya hazırlayabildiyseniz, kendini savunmaya geçiyor. Yani insan orada biraz makineleşiyor. Bunda benim kendimi bu bölgede avlandığım için köpekbalığı karşılaşmalarına zihnen hazırlamış olmamın da etkisi var. Ya da şoka girdim ve ondan sakin kaldım, bilemiyorum. Tek bildiğim nabzım agaşondayken yükselmedi, çok şükür. Her neyse, balık benim dibimden sakince uzaklaştı ve ben iyice uzaklaşmasını ve gözden kaybolmasını bekledim, Allah korusun çıkışa geçerken döner falan düşüncesi ile. Yukarı çıktım, Allah’ım bu ne yarabbim, dedim. Hemen 21 mt iple belimdeki balık kurşuna takılı şamandırama gittim, züberi ipten kesip suya bıraktım.

İnternette, köpekbalığının korku ya da panik gibi duyguları sezebildiğiyle ilgili şeyler okumuştum, ne kadar başarılı olabildim bilmiyorum ama paletleri şapırdatmadan ve düzenli bir biçimde doğru kıyıya palet basmaya başladım ve serüven asıl burada başladı. Tam 5 dk yüzdüm arkadaşlar, 5 koca dakika, o öyle bir 5 dakika ki bana belki saatler gibi geldi. Agaşondaki nabız artık o eski halinde değildi ve hızla yükseliyordu, derhal derin nefeslenmem gerekti ve bunu yaptım. Nefeslendim hem de çok iyi nefeslendim. Maskem aşağıya bakacak şekilde kıyıya yüzmeye devam ettim. Bu esnada ola ki bana saldırırsa diye çevremi kolaçan ediyordum.

Kafamdaki hesap en kötü durumda ya palet çırpmalarıma doğru saldıracak ya da baş kısmıma, yapabileceğim tek şeyi yaptım, zıpkını bir saldırı anında düşürmemek için kollarımı iyice gövdeme yapıştırdım ve baş/gövde kısmını korumak için zıpkını hafif aşağı bakacak şekilde tuttum. Zıpkını tam aşağı tutamıyorum çünkü yüzmeme engel oluyor, ayak kısmına saldırırsa vururum, baş kısmını da böyle korudum, yanlardan gelirse Allah kerim dedim. Badi yok, bot yok, çevreden geçen tek bir tekne yok! Zıpkınım ve ben ha bir de Omer Mini Laser var kürdan niyetine. Bu esnada etrafımdaki ufak balıklar çaprazlamasına zıplamaya başladı, bulanıklıkta bir silüet 12-13 mt sağ alt tarafımdan geçti ama seçemiyorum, içimden hayal görüyorsun diyordum ki biraz daha belirginleşiverdi o silüet.

İşte o an “bu beni kahvaltı olarak kafaya koydu, olacaklara hazırlan” diye geçirdim ve gerçekten de o an tek yapabileceğim şey olacaklara hazırlanmaktı. Diğer elime bıçak almayı düşündüm ama bu seferde zıpkını tek elle kontrol edemeyecek olmanın verdiği tedirginlik beni bu kararımdan vazgeçirdi. İşte tüm bu onlarca düşünce arasında yaklaşık 12 mt derinlikten hızla üstüme doğru bir kafa gelmeye başladı. Allahım…. Offfff! Ağzı ısıracak şekilde açık, kuyruk sağa ve sola çok seri şekilde hareket ediyor kafası da aynı şekilde çok seri. Baş kısmıma doğru tam alttan bana doğru geliyor ve niyeti kesinlikle ısırmak.

Ben 188 boyunda 87kg ağırlıktayım, üstümde elbise ile falan cüssemi tahmin edebilirsiniz, bu balık beni cüsseme rağmen kesinlikle gözüne kestirdi. İşte beni asıl korkutan bu oldu, balık kararlıydı. Bu düşünceler belki saliseler içinde aklımdan geçerken balık üstüme gelmekte ve arayı hızla kapatmaktaydı. Zıpkınım 105’lik Pathos Sniper, böyle bir karşılaşma için biraz uzun, eğer balık 1 mt daha yaklaşsa şişin ucunu geçecek ve balıkla aramda beni koruyacak hiçbir şey kalmayacak. Balığın kötü niyetine, öldürerek karşılık vermekten başka çarem yoktu. Emin olun, 15-20 kg lık bir akya ya da liça olsa o seri hareketler karşısında nişan bile alamazdım. Ama balığın cüssesi ve direk şişin ucuna doğru hareketlenmesi dezavantajı oldu, 16’lık çift lastiklerin tuttuğu 6,75’lik sharkfin şişim, gövdesinden son çıkışını yaptı. Balığın burnunun 20 cm gerisinden giren şiş, gövdesi boyunca en az 60 cm ilerledi fakat karşıdan çıkmadı çünkü çapraz bir atıştı ve balığın karnına doğru ilerleyip orada kaldı. Kafasından yediği şişle ani şekilde sağ tarafımdan dibe dönen balık, müthiş bir süratle makarayı açtı. Bu esnada aklımdan 2 şey geçti; balık tekmiydi, şişi kurtarabilirmiydim. Evet, mal canın yongasıdır dostlar  Bunu bana bir başka zıpkıncı anlatsa “Senin ben beynini……..” derdim ama bunu yaptım gerçekten.

Makara süratli sayılabilecek şekilde açılırken, balığın yavaşlamasını bekledim. çünkü o şişten sonra ağzını dahi açamayacak durumda olduğunu tahmin edebiliyordum. Balığın cüssesine bakarak, tek olduğuna kanaat getirdim ve şamandırama hızla yüzdüm. Evet, artık kıyıya değil açığa doğru 20 mt palet basmam gerekti, tabi bunu yaparken ipin gerginliği ve yönünden balığın durumunu kontrol ederek yaptım. Şamandırama vardığımda, zıpkının lastiklerini dişlerimin arasına alarak batmasını önledim, makaranın ipini tek elle tutarken, diğer elimle bıçağımı çıkardım ve ipi kesmeye çalıştım. Lanet bıçak bir önceki gün bilenmesine rağmen hem testere kısmı hem normal ağzıyla o ipi kesemedi, işte o birkaç saniyede buna o kadar sinirlendim ki anlatamam. Omer Laser’i zaten beğenmiyordum ama o ipi kesemeyince tam bir çöple avlandığımı anladım. Neyse biraz zorlamayla kestiğim ipi hızla şamandıraya bağladım. Artık şişi yarı yarıya garantilemiştim. Hızla birkaç yüz metre daha kıyıya gittim ve zıpkını havaya kaldırarak sallamaya başladım. Çok şükür ki birkaç yüz metre ötemden geçen bot beni farketti. Hemen yanıma yaklaştılar ve bota çıktım, durumu izah edip, şamandıraya gitmek istediğimi söyledim. Kaptan bana dönüp, gerçekten köpekbalığı mı dedi, evet dedim. Bırak gitsin dedi, ölür o alırız şişi dedim.

Evet dedim bunları  Şu satırları yazarken ben de kendimi eleştiriyorum ama böyle oldu işte. Herneyse şamandıraya yaklaştık, hala hareketliydi şamandıra ve hızla eğilip şamandırayı bota aldım. Ardından yaklaşık 40 mt’lik parkur başladı. Balık zaten gücünün çoğunu kaybettiği için zorlamadı ve oldukça hızlı çektik, tam kalama misinasına birkaç metre kalmıştı ki, ipi iki kişi tuttuğumuz için ve balığın gücünün kalmadığını düşündüğümüzden olsa gerek balık son bir kuyruk darbesiyle multiflament misinayı kırdı. Gitti 6,75 sharkfin dedim, kaptan da canın sağolsun dedi. İnsan oğlu çok garip dostlar, 15 dk önce neyin derdindeyiz, 15 dk sonra neyin…

Velhasılı kelam buradan çıkarılacak dersler var tabi ama benim bu duruma düşmemin en büyük sebebi o mesafeyi tek gitmek, 7mm elbise ile avlandığım suyun köpekbalığının gezebileceği sıcaklığa ulaştığını farkedememek oldu. Ustam bunların yumurta bırakmaya geldiğini ve kıyılamaya başladıklarını söyledi.

Ben artık bir süre derin dalış yapmayacağım ta ki sular yeniden soğuyana kadar. O zamana kadar mendireklerde oltacılarla kavga edip, kefal falan vurmayı düşünüyorum. Balığın videosu yok maalesef, ondan bir dalış önceki baraküdanın videosu var ama köpekbalığı dalışında maalesef kamerayı açmamışım, telaşla zaten yukarıda atış anını da çekememiştim. Fakat o an tekneyi beklerken çektiğim bir video varki, kimseye izletmeyi düşünmüyorum. O videoyu neden çektiğim ve neler olduğu da zihnimde sonsuza kadar kalacak.

çok geçmiş olsun. bu görüntü size mi ait acaba? çok yaklşamış hayvan ve bu sakınlıkle anlattıklarını yapabılmek baya meziyet istiyor valla. bir uzvun veya canından olacagına giden şiş olsun 🙂

 
Gönderildi : 05/04/2022 09:59
yigit.demir.07
(@yigit-07)
Mesajlar: 13
Yeni Üye
 

hikayedeki balıkçı yüksek ihtimalle yanılıyor köpekbalığı muhtemelen yumurtlamaya değil de yavrulamaya gelmiştir. herşeyi geçtim de balığı alabilsen tam ava giden avlanır olacakmış. akşam yemeğinde sabah kahvaltıda seni yemek isteyen bir canlıyı yemek ilginç olurdu. hatta ibreti alem olsun diye kafatasını evin salonunda sergiler dosta güven düşmana korku salardın 😀 Çok geçmiş olsun.

 
Gönderildi : 07/04/2022 11:23
Caner Fuat KURT
(@canerfuatkurt)
Mesajlar: 164
Üye Palazı
Konuyu Başlatan
 

@yigit-07

Köpekbalıkları yumurtlayarak çoğalırlar. Hatta bazı türler doğuma benzeyen bir süreç yaşasa da yine yavrularını yumurtadan çıkarırlar. Kısacası köpekbalıkları yumurtlar. Yunus ve balina gibi değiller.

 
Gönderildi : 07/11/2022 15:12
Caner Fuat KURT
(@canerfuatkurt)
Mesajlar: 164
Üye Palazı
Konuyu Başlatan
 

@catres Hayır görsel bana ailt değil neredeyse birebirini yaşamış bir başka avcının görseli. Youtube'da shark attack yazarsanız buna ulaşırsınız.

 
Gönderildi : 07/11/2022 15:13
Reco35
(@reco35)
Mesajlar: 24
Yeni Üye
 

Kardeşim bizi bitirdin be.Daha bi daha suya nasıl gircez ....

 
Gönderildi : 07/11/2022 19:05
(@ahmetsarikaya)
Mesajlar: 6
Yeni Üye
 

Vay arkadaş film gibi tek solukta okudum yazıyı. Okurken heyecandan nabzım 120 ye çıkmıştır. Çok güzel bir yazıydı teşekkürler, tabi yaşamak aynı tadı vermemiştir sanıyorum 🙂

 
Gönderildi : 13/11/2022 22:41
(@osman-belek)
Mesajlar: 1
Yeni Üye
 

@canerfuatkurt Selamlar kardeşim Ustamızın deneyimlerine istinaden; alıntı yaptığım " 7mm elbise ile avlandığım suyun köpekbalığının gezebileceği sıcaklığa ulaştığını farkedememek oldu. Ustam bunların yumurta bırakmaya geldiğini ve kıyılamaya başladıklarını söyledi. " bu kısım ile ilgili bizi bilgilendirebilir misin?

 
Gönderildi : 02/08/2023 15:42
Paylaş :

©2024 www.spearfishingturkey.com Tüm hakları saklıdır. Kullanım Şartları yerine getirilmeden hiçbir şekilde kopyala - yapıştır yapılamaz, yazılar ve bilgiler kullanılamaz.

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account