Bildirimler
Tümünü Sil

Foruma Üye olduktan sonra "Aktivasyon-Şifre Belirleme Aşamasında Sorun Yaşayan Üyelerimiz

Foruma üye olurken "hotmail, outlook, msn" uzantılı bir mail adresi kullandıysanız size gönderdiğimiz aktivasyon-şifre belirleme e postası hesabınızdaki "gereksiz-spam" klasörüne düşmüş olabilir. Lütfen "gereksiz-spam" klasörünü kontrol ediniz. Destek için instagramdan @spearfishingturkey bize ulaşabilirsiniz.

Liça Avı

6 Mesajlar
6 Üyeler
16 Beğeniler
432 Görüntüleme
Caner Fuat KURT
(@canerfuatkurt)
Mesajlar: 164
Üye Palazı
Konuyu Başlatan
 

Arkadaşlar, siteyi çok güzel toparlamışsınız. Her ne kadar kurulduğu günden beri üyesi olsam da, zamansızlıktan vakit ayıramamıştım. Şimdi birçok konuyu gezdim, ellerinize sağlık şahane paylaşımlar olmuş. Birkaç tanesine nacizane yorum da yaptım. Gelelim avımıza;

Hikayesi, fotoğrafı, videosu aşağıdadır. Sağlıcakla dalın.

Kayıp Sargoz ve Liça

Avcılar toplanın, av hikayesi sevenleri, fotoğraf ve video ile doyuramazsın...

Son zamanlarda içimde bir huzursuzluk vardı. Avlar tekdüze olmaya başlamıştı, rutine bağlamıştım. Her dalışta yüklü balık oluyor fakat istediğim avlanma hissini yaşayamıyordum. Bunda zamansızlık büyük rol oynasa da kendime bahane üretmiyordum. Öyle ya son yıllarda hep öğle suyunda avlanan bendim.

Ruşen'in öğrettiği bir meraya gidelim dedik. Bu merada Ruşen'le daldığımda potansiyelini fark etmiştim fakat inanılmaz ayak altı bir meraydı. Tekne trafiğini geçtim, olta ve zıpkıncı da hayli fazlaydı. Bahaneye yer yok, şamandıraya atlar 2 km yüzeriz nolacak! İzzet'le planları yaptık, rüzgar ve görüş tahminleri yapıldı yola düşüldü.

Saat 10'u geçmekteydi biz meraya anca varabilmiştik. İzzet levrekçi fakat son zamanlarda akya ve şeytan da avlıyor, kofanaları da sığda affetmiyor. Daha meraya girmeden suda bir oynak gördü ve ikimizi de bir heyecan kapladı. İzzet, kofana gördüm dese de, avcı adamın hayal gücü gözlerinden daha güçlüdür deyip, balığın adını anmayı bıraktırdım. Suya girerken batıl inançlarım zirvededir.

Kıyı gerçekten de hareketliydi, girer girmez gelen bir ispendeği kafasından vurarak dizgiye taktım. Kofanaları ürkütmeyeyim falan diye bir düşüncem yok çünkü rutine bağladık ya! Biraz sonra güzel bir kumluk gözüme ilişti ve hemen agaşona yattım. Bir dakika sürmeden 3 bireyden oluşan bir minekop sürüsü bulanık suda silüet halinde karşımdan geçmeye başladılar. Önde gidene yapıştırdım. Av vardı, vuruyordum da, fakat ruhumdaki o eksiklik ve doymamışlık duygusu yine belirdi. Şimdi 5 kiloluk bir sırtı kara da vursam doymayacaktım, bunu hissediyordum. Benim için av bu noktada bitme ya da maceraya atılma anıydı. Paletlere yüklendim ve ardımda şamandıramla meranın bilmediğim açıklarına doğru yüzmeye başladım.

Biraz kum biraz taş 13-15 metre aralığına kadar açılmıştım. Orta-üst su görüş verse de dipler bulanıktı. Geldiğim bir taşta beklerken bir kilodan biraz büyük bir şeytan yaklaştı, zıpkının ucunda olsa da daha farklı bir şey beklediğim için ilgilenmedim. Bir sonraki dalışımda hızla bir parıltı önümden geçti ve refleks olarak dönüp attım, bu da bir kilodan büyük bir kofanaydı. Balığı dizgime takarken tekrar moralim bozulmuştu, istediğim av gelmiyordu. Bu can sıkıntısı ile birkaç dalış daha yapıp bir tane de sivri burun sargoz aldım ve karamsar bir halde yeni taşlar aramaya devam ettim.

Şamandırayı çapaladıktan sonra yaptığım bir agaşonda dipten oldukça yüksek ve yüzeyden 12 metre kadar derinde bir taşa geldim. Taş oldukça düzdü ve böyle bir taşın kenarlarında illa bir süpriz olurdu. Taşın üstünde süzülerek kenarına varmam belki bir dakikamı almıştı. Orta sudan gelecek bir granyöz sürüsü ya da dipten yükselecek bir şeytan için orta suyu tararken hemen önümdeki oyuğu farkettim ve orayı da fenerle kontrol ettim. Bu noktada agaşon keyifliydi uzun bir beklemeye hazırdım fakat bir şey gelmeyince sıkıldım.

Bir metre ilerlememiştim ki gözlerim oraya bakmasa da karşımda rahatsız edici bir varlığı sezinledim fakat kafamı kaldırıp bakmadım. O bir saniyede bu balığın yan tarafıma ya da arkama doğru geçmiş olacağını düşünerek, hızla o tarafa döndüm ve beklediğim gibi oradaydı. Meraklı, aç, güçlü ve cesur. Muazzam gümüş bedeni önümde bu dünyadan olamayacak kadar güzel parlıyordu. Büyülenmem ve hayranlıktan yumuşayan duyularımı toparlamam çok ani oldu. Ellerim daha ben komut vermeden bu balıkta delecek bir nokta aramaya koyulmuştu bile. Zıpkınım 82'lik pathos Imvros ve üstünde 6.5mm şiş, onu da iten 16mm bir lastik vardı yine de bu basit kombinasyonla bile zıpkını istediğim noktaya yani balıkta aradığım o özel noktaya çevirmem için iki elime de ihtiyacım vardı. O an düşünmediğim fakat kaslarımın benim yerime seçtiği özel nokta ise balığı yüzgeciydi. Bu mesafeden, omurga ya da kafaya yapılacak bir atış kemikte kalacaktı veya karın ya da kaba etine yapılacak atış da yırtma ya da koparma ile bitecekti. Bu balığı hem delmem hem de yormam gerekiyordu. Tek lastiğin gönderdiği bu kısa şiş, balığın sağ kanadından girip sol kanadından çıkmış ve görevini yerine getirmişti.

Balık duraksamadı bile, ben şişin ucun görmeye çalışırken makara bir anda açılmaya başladı. Balık hızla makarayı çekerken, paletlere yüklenerek yüzeye doğru bastım. Fakat ben daha birkaç metre yükselemeden balık makaradaki ipin yarısından fazlasını çekmişti. Bir anda dipte çekildiğimi hissettim. İpi tutmaya çalışırken eldiveni kestirsem de bir şekilde ipi zaptetmiştim. Zaten makarada sadece 2-3 tur ip kaldığını birkaç dakika sonra hayretle fark ettim. O güçlü asılma anında ipi kontrol etmesem ne olurdu bilmiyorum!

Satıha ulaşamadan balık tarafından sürüklenmeye başlayınca, şnorkeli ağzıma takmak istedim fakat zıpkın tek elimle tutamayacağım kadar güçlü çekiliyordu. Bir an toparlanıp tek hamlede şnorkeli ağzıma aldım ve üfledim. Artık sörfün hakkını verebilirdik. Balık beni o kadar güçlü çekti ki elbisenin yanaklarından içeri su dolmasına engel olamıyordum. Suyun üstüne dümdüz yatmam ve balığın gidiş yönüne göre paletlerle yön almamla birlikte balık beni daha hızlı ve daha rahat sürüklemeye başladı. Birkaç dakika sonra yorulduğunda bu sefer ben da onun gidiş yönüne doğru yüzmeye başlamıştım.

Bu sörf esnasında defalarca kafamı kaldırıp nafile bir uğraşla badime baktım, tekne trafiğini kontrol ettim ve gözden kaybolan şamandıramın kerterizini almaya çalıştım. Badisiz, yedek zıpkınsız, şamandırasız biçare sessizliğimi, yoruldu dediğim balığın suyun üstünde korkunç bir patlamayla su sıçratması bozuverdi. O kadar şiddetli su sıçradı ki balık zıpladı mı yoksa yüzeyde kuyruk mu patlattı bilmiyorum fakat etraftaki tekneler bu patırtıyı görüp bana yakın geçmeye başladılar.

Yarım saati bulan bu mücadelede balıkla aramda artık birkaç metre kalmıştı fakat bu cesur ve güçlü hayvanla savaşacak gücüm yoktu, onun yorulması ve benim yüzmem burada gidilecek en akıllıca yoldu. Tam altıma geldiğinde şişin karşıdan çıktığını net olarak görmüştüm, balığa doğru dalarak şişi almak istedim fakat tekrar beni sürüklercesine yüzdü. Yaklaşık 3-4 dakika sonra tekrar yanaştığımda bu sefer şişi kaptım. Amacım balığı ipe geçirmek ve ipin iki ucundan tutarak, atın geminden kavrar gibi balığı zaptetmekti. Fakat balık şiş senin olsun, zıpkın bana lazım dercesine, zıpkını da alarak benden tekrar uzaklaştı. Güvenlik amacıyla zıpkını bırakıp, parmağımla hafifçe ipten tutarak balığa yaklaşıp şişi kavradığımda, zıpkın tarafındaki ipi bırakmıştım. Balık yüzünce zıpkınla beraber uzaklaştı ve ben şişle kala kaldım. Yine yüzdük, yine koştuk; Yürü bre Bolu Beyi, bu cenk amansız olacak!

Balığa tekrar ulaştığımda zıpkını kavramayı başarmam çok sürmedi ve iki elimde de iplerle balığı zorla satıha çektim. Balık yüzeye ulaştığında, tehlikenin sona ermediğini ve her an gidebileceğini bana hissettirmek istercesine kuyruğuyla birden suyu dövmeye başladı. Ben balığa sarılınca biraz da böyle yüzdük; aslında yönü ben tayin etsem şamandıraya kadar ne de güzel gidilirdi şimdi!

Sarıldım, sevdim, gümüş rengine, beneklerine, üstündeki yara izlerine, yaşanmışlığına baktım. Hayran oldum, ürktüm ve büyük bir saygı duydum. Artık o benim avım değildi, av bitmişti! Önce şamandıraya sonra kıyıya güçlükle yüzdüm. Kıyıya yaklaştığımda İzzet'e bir ihtiyar şakası farz olmuştu. Koca balığı arabaya kadar tek başına çıkararak günün belki de en ağır işini halletti. Fakat ben o balığı asla arabaya çıkaracak durumda değildim. 45 dakika bir keçi patikasında, feleğe çatarcasına bağıran iki yorgun avcı. Gülerek, kahkahalar atarak, her 15 metrede yere devrilip yatarak çıktık. Ha bu arada suda sargozumu düşürmüşüm ve o 45 dakikada benim en büyük derdim düşen sargozumdu. İzzet sargoza neden bu kadar takıldığımı anlayamadı. Bunu bir ben bir de sargoz biliyor olsak da. Avcı için her zaman eldeki değil giden büyüktür. Bence sargoz, liçadan çok daha büyüktü. Sağlıcakla dalın.

20230106 220015
 
Gönderildi : 30/01/2023 12:24
OSMAN BELEK, kaanc, Wolfenstein and 8 people reacted
gkhnkck1990
(@gkhnkck1990)
Mesajlar: 329
Üye Palazı
 

@canerfuatkurt abi hoşgeldin öncelikle tekrardan , seni burda görmek bilmek gerçekten çok güzel. zaten hemen hemen her konuda ismin ve öğrettiklerin geçiyor.

avına gelince hiç şaşırmıyorum çünkü bu işi planlı bilinçli ve tamamen düşünerek ve ön görerek yapanlardansın. o kadar bilgi birikim başarı şans olamaz.

nefesine sağlık

 
Gönderildi : 30/01/2023 12:56
Barracuda
(@can)
Mesajlar: 2723
Yönetici
 

Bir baktım ki @canerfuatkurt  forumda paylaşım yapmış hemen kendime bir bardak çay koydum ☕ Öncelikle çok tebrik ediyorum kardeşim. Bu spora gönül vermiş, paylaşımlarıyla insanlara katkı sunan nadide insanlardansın. Böylesi bir avın sana nasip olmasına geçekten çok sevindim.

Av hikayesi + videosu ve tabi ki avın kendisi şahane bir paylaşım olmuş. Keyifle okudum ve seyrettim. Nefesine ve bileğine kuvvet.

20230130 134233
 
Gönderildi : 30/01/2023 13:43
OnurSub
(@onursub)
Mesajlar: 27
Yeni Üye
 

@canerfuatkurt 🤩 Müthişş ustaca avlanmış bir liça çok daha iyileri nasip olsun abi

 
Gönderildi : 30/01/2023 18:51
Yigit
(@yigitt)
Mesajlar: 45
Yeni Üye
 

müthiş bir av, müthiş bir hikaye. nefesine sağlık caner abi.

 
Gönderildi : 30/01/2023 19:41
Alper
(@alper-aykan)
Mesajlar: 101
Yeni Üye
 

@canerfuatkurt Nefesine sağlık.Sanırsam bir kaç hafta önce YouTube kanalında bu avın heyecanını yaşayarak seyrettim.Tebrikler

 
Gönderildi : 31/01/2023 00:28
Paylaş :

©2024 www.spearfishingturkey.com Tüm hakları saklıdır. Kullanım Şartları yerine getirilmeden hiçbir şekilde kopyala - yapıştır yapılamaz, yazılar ve bilgiler kullanılamaz.

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account