Bildirimler
Tümünü Sil

Foruma Üye olduktan sonra "Aktivasyon-Şifre Belirleme Aşamasında Sorun Yaşayan Üyelerimiz

Foruma üye olurken "hotmail, outlook, msn" uzantılı bir mail adresi kullandıysanız size gönderdiğimiz aktivasyon-şifre belirleme e postası hesabınızdaki "gereksiz-spam" klasörüne düşmüş olabilir. Lütfen "gereksiz-spam" klasörünü kontrol ediniz. Destek için instagramdan @spearfishingturkey bize ulaşabilirsiniz.

MAROTECH MASTER 110 ROPE

2 Mesajlar
1 Üyeler
0 Beğeniler
188 Görüntüleme
Mert Ozkan
(@mert-ozkan)
Mesajlar: 9
Yeni Üye
Konuyu Başlatan
 

Herkese merhabalar,bugün siz değerli hobidaşlarıma 1 seneden biraz fazla süredir kullanmış olduğum tüfeğim hakkında tecrübelerimi aktarmaya çalışacağım.Biraz uzun ve detaylı bir inceleme olacak,tüfeği her yönü ile ele alacağım her detayını ince ince açıklayacağım.Biraz detaycı ve de titiz bir karaktere sahip olduğum için aklımda çok fazla soru işareti ile yaklaştım ahşap tüfeklere...Bu tüfekten beklentim av yaparken benim için bazı şeyleri daha kolay hale getirmesiydi.Öncelikle buradan Tüfeği yapan Muharrem abiye sevgilerimi iletiyorum gerçekten tüm süreç boyunca bıkmadan usanmadan tüm detaylarıyla aklımdaki soru işaretlerini sabırlı bir şekilde cevaba kavuşturduğu için kendisine teşekkür ediyorum.
  Tüfek üzerinde 50m makara ve ipi,7mm 140cm şiş ve 2x16mm primeline lastiklerle geliyor.
Öncelikle şişten başlamak istiyorum,şişi beni dalış yaparken izleyen ve bu işlerden hiç anlamayan başka bir mühendis arkadaşımın tepkisiyle özetleyebilirim aslında. ''Bu şişin rijtliği ne ? Çok rijit ve ilginç yoğun'' şeklinde bir şaşkınlık yaşadı.Evet üzerinde gelen şiş oldukça rijit ve yüksek bir yoğunluğa sahip.Rijit bir şiş demek esnmeye karşı yüksek bir dirence sahip olması anlamına geliyor bu sayede vibrasyona karşı daha dirayetli bir hal alıyor.Ayrıca malzemenin yüksek bir yoğunluğa sahip olması da bizlerin lastiklerdeki gücü daha uzak mesafelere daha etkili bir biçimde aktarmamıza yardımcı oluyor.Bu şiş vibrasyona dirençli olduğu kadar lastiklerin gücünü uzak mesafelere aktarmakta da başarılı.Şişi tek geçerim başka bir şiş arayışına asla gerek olduğunu düşünmüyorum.
 Üzerinde gelen 16mm Primeline lastiklerin en memnun kaldığım yönü ömrü.Evet bu lastikleri 1 sene boyunca kullandım ve bu bir senenin sonunda boğum yerlerinden kısaltıp özenli bir şekilde boğduğumda lastikler sıfırından zorlukla ayırt edilebilirdi.Yapacağınız av şekline ve beklentilerinize göre tüfeğinizin titizlikle kombine edilebileceğinden eminim zira Muharrem abi sağolsun bu konuda bana çok yardımcı oldu ve kombinasyon tam kararındaydı.
 Tüfeği edinmeden önce aklımda çokca kuşku mevcut olduğunu söyledim.Bu kuşkuların başında ilk ahşap tüfeğim olacağından manevra konusu vardı ayrıca ahşap tüfeğin yıllarca bakımının zorluğundan gözlerimiz korkutulurdu hep...Bir de açık kafa ile rope kafa modelinin getireceği farklar olumlu yada olumsuz yönde farketmeksizin nasıl olacağı konusunda beni heyecanlandırmıştı.Gerçi bu hususlar hakkında hatrı sayılır derecede detaylı şekilde bilgilendirildim fakat her şey tüfeğin hissiyatında bitecekti.
  Tüfeğin üzerinde gelen makara beni avlarımda oldukça rahatlattı.Klasik makaralarda balığı vurduktan sonra ipi serbest bırakmaya çalışmanın stresi bu makara sayesinde artık sona erdi.En ufak bir yük ile makara rahatlıkla akmaya başlıyordu bu sayede çokca avımı kötü yerden vurmama rağmen dizgiye alabildim.Dikey makaraların genelinde yaşanan suda yapılan yanal manevralarda taşa,kayaya vurma durumunun getirdiği dezavantajı bu makaranın kompakt boyutu sayesinde hiç ama hiç yaşamadım bu da yüzümü güldüren diğer etmenlerden bir tanesi.
  Tüfeği ilk suya sokup kurduğum anda gözüme çarpan bir kaç durumdan bahsetmek istiyorum.İlki tüfeğin sephiyesi,tam istediğim gibi kafa çok az pozitif ve bu sayede daha kolay yönlendirilebilen bir tüfek olmakla birlikte kabze kısmı ise ne batmaya ne de çıkmaya meyilli,nötr düzeyde diyebilirim.Rope kafa sisteminin getirdiği bir artı ise tüfeğin görüşünün tamamen açık olması.Bu durumda lastikler hem gövdeye hem de şişe tamamen paralel,gövde üzerindeki şekle sıfıra sıfır oturuyor diyebilirim.Bu sayede yanal manevralarda çok başarılı ve lastiklerde titreşim oluşmuyor.İlk atışımda yaşadığım hissiyat ise daha önce 115 lik 2x14mm primeline small ıd ve 6.5mm şişli tüfek soft bir kombinasyona sahip olmasına rağmen bu tüfeğin üzerindeki kombinasyonla tüfek sanki atmıyor gibi hissediyordum.Tüfek tepmiyor desem yeridir,fakat bu hissiyata rağmen attığım balıkların çok azı şişte kaldı geneli baktığım noktadan ipe geçiyordu.Bunun sebebinin rope kafada lastiğin çevirmedeki gibi boşa esneyen tarafının olmaması ve lastiğin tüfekten bağımsız şekilde haraket etme kabiliyetinin olmasıyla birlikte tüfeğin kütlesi olduğunu düşünüyorum.Daha önce kullandığım amarok tüfeğimden sonra gerçekten kütleli bir hissiyatı vardı fakat bir dezavantajını hiç görmedim.Hatta manevra ve kullanım olarak şöyle özetleyebilirim,kış ayları soğuk sularda 2m derinlikte bir çok trofe kefal ve levrek avını keyifle yaptım.17 m civarı bir derinlikte gerçekten uzak bir mesafeden 10+ kg bir Liça aldım.Kullanım rahatlığını hemen her derinlikte kullanabilmemden sizlere aktarabilmiş olmayı umuyorum.Gelelim tekrar kafaya...Rope kafanın tüm bu anlattıklarımdan daha önemli bir özelliğini badim,dalış eğitmeni dostum ile dalış yaparken farkettik.Sessizlik...Şöyle ki yapılan atışlarda çevirme lastikler bir patlama sesi çıkarır.Bu durum bu kafa çeşidinde neredeyse yok denecek kadar az.Ben badimin atışlarının sesini duyabiliyordum fakat badim benim hiç bir atışımın sesini duyamamış.Daha sonrasında kendi tüfeğimin sesini dinlemek istediğimde ben de neredeyse duyulamayacak düzeyde bir ses işittim.Açık kafa bir tüfek edinecekseniz ve roller olmayacaksa bu kafa çeşidi kesinlikle rope kafa olmalı gerektiğini düşünüyorum.Ayrıca tekrar şişe dönecek olursak,Liçayı alırken trofenin heyecanıyla tam anlamıyla balıkla boğuştum.Asıla asıla aldım balığı ve şişin kelebeğinden gol yememiş olmak beni ayrı bir mutlu etti 🙂
  Mekanizmaya söylenecek söz yok,tetiği ezerken ve şişi yollayacağım sırada hissiyatından oldukça memnunum.Şişi ne zaman nereye,hangi sırada yollamak isersem tetiği o sırada indirebiliyorum.Kafa üstü gelen balıklara yaptığım atışların ise balığın refleks gösteremeden kafadan kuyruğa kadar şişlenmesini bu sessizliğin sonucu olarak yorumluyorum.İlk kullandığım zamanlar benim elim biraz ufak olduğundan elciğin elime uyumunda biraz problem yaşadım fakat bir epoksi macun ve mastik ile tam elime göre sağ elcik yaptığımda tüfeğin kontrolü ciddi derecede arttı.Eli ufak olan arkadaşlara bu uygulamayı yapmalarını tavsiye ediyorum.
  Tüfeği bir sene boyunca asla tuzlu bırakmadım,asla güneşte bırakmadım.Bu bir senenin sonunda dalış esnasında kullanırken taşlara vs. dikkat etmememe rağmen tüfeğin üzerinde yanlızca noktasal izler vardı bu sayede ahşap bir tüfeğin bakımından çekinmenin gereksiz olduğu kanısına vardım.Tüfeğin üzerinde yeni nesil kamuflaj vardı.Eş,dost,akraba kim görse nasıl makina bu diyor gören hasta kalıyor.Tabi ki zevk meselesi fakat kamuflaj seviyorsanız yaptırmanızı öneririm.
  Tüfeği imkanım olsa elimden çıkarmazdım fakat elimden çıkarmamın tek nedeni artan dalış sürelerim ve artan dalış derinliklerimle hedef balığımın değişmesi sebebiyle çok daha kütleli çok daha canavar bir Marotech edinmekti 🙂

Değerli hobidaşlarım yeni yılınızı en içten dileklerime kutlar sağlıklı,huzurlu ve bol trofeli bir yeni yıl dilerim 🙂 
 

 
Gönderildi : 01/01/2024 18:23
Mert Ozkan
(@mert-ozkan)
Mesajlar: 9
Yeni Üye
Konuyu Başlatan
 
IMG 5547
IMG 5540
IMG 5536
IMG 5545
IMG 5937
IMG 5541
IMG 5544
IMG 5543
 
Gönderildi : 01/01/2024 18:27
Paylaş :

©2024 www.spearfishingturkey.com Tüm hakları saklıdır. Kullanım Şartları yerine getirilmeden hiçbir şekilde kopyala - yapıştır yapılamaz, yazılar ve bilgiler kullanılamaz.

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account