Balık kaynıyor balııık !!!!!!

Herkese selamlar

Bir süredir forumdan uzağım. Cavit-19 yasakları kalktı dalışlar serbest oldu ayrıca benimde iş başlamış oldu.

1 Haziran itibariyle iş başı yaptım neyse ki işim denizin üzerinde,istediğimiz zaman denize ulaşabiliyoruz.

Bu yazı Bozcaada'da geçiriyorum sağlam balık var forum yine şenlenecek diye umuyorum ve çok uzatmadan bugünün hikayesini yazıyorum arkadaşlar. Keyifli okumalar

22 Haziran gecesinden üstad Müjdat Turan ile beraber sabah suyu yapmaya karar verdik alarmlarımızı 5.30'a kurduk.

Sabahın karanlığı kaybolmak üzereyken botumuza atladık ve giyinerek meramıza doğru süratle yola çıktık

Müjdat abi, sinarit yapan yer olarak nitelendirdiği bölgesine botu demirledi ve dalışa başladık. İlk defa Çanakkalede'de dalıyordum ve burası farklı bir olaydı. Akıntılı sulara alışık değildim.

Mera öyle bir mera ki Türkiye'de unutulmuş saklı kalmış bir cennet gibi. Böyle balık popülasyonu olamaz hiçbir yerde.

Yavaş yavaş agaşonlara başladığımda sinaritler gözükmüştü bile. İlk üç agaşonda paşalar ile göz göze gelip bakıştık sadece. Dördüncü agaşonda sakinliğimi koruyarak ve iyi nefeslenerek yaklaşık 6-7 metrelere kendimi bıraktım ve hiç palet çırpmadan yatacağım taşa ulaştım. O kadar güzel inmiştim ve o kadar güzel bir yere yatmıştım ki sinariti vuracağımı anlamıştım bile

Çok geçmeden sürü yine uzaktan belirdi ve içlerinden bir tanesi resmen intihar ederek üzerime doğru sakince gelmeye başladı. Sakin olan balığa garanti bir atışla tetik düşürdüm ve artık sinarit benimdi.

Sinariti kafasından vurduğum için içim rahattı ve o kurtulmak için kendini parçalarken ben ise yüzeye çıkarak makara sesini dinliyordum.

Müjdat abi ezbere bildiği oyun alanından sinaritle döneceğimizi öncesinden biliyordu

Bota çıktım ve Müjdat abinin gelmesini bekledikten sonra demir aldım.

Üstad bizi kiloluk eşkinalar vuracağımız bir meraya götürdü.

Yine atladık suya

Aşağısı akvaryum sanki. Eşkinalar orfozlar sargozlar karagözler taşların üstünde altında içinde her yerinde seç beğen al misali.

Yüzeyde nefeslenirken gözüme çok iri bir sargoz kestirdim. Sakince takip ederek girdiği taşı gördüm ve dalışımı yaptım. Taşa varıp feneri çaktığımda kocca sargozun kocca pulları parlıyor ve yüzgeçleri gözüküyordu. Güzel bir atışla sargozu aldım ve yukarı çıktım. Bugüne kadar vurduğum en iri sargoz buydu. Daha öncesinde hiç bu kadar irisini vurmayı bırak görmemiştim bile !

Sargozu vurduktan sonra eşkinalardan da bir tane seçerek dalışımı bitirdim. O kadar çok eşkina var ki insanın gözü doyuyor ve bir tanesini alıp sudan çıkıyor.

Bota çıktığımızda Müjdat abimizde bir sinarit bir baraküda ve bir eşkina ile günü bitirmiş oldu. Fotoğraflarımızı çekip dönüş yoluna geçtik

Balık o kadar boldu ki insan hiç hırs yapmıyor o güzelliğe kapılıp gidiyor. Onlardan biri oluyor sanki rüyada hissediyor.

Hepimizin bu rüyayı görmesi dileği ile iyi günler diliyor ve fotoğrafları yüklüyorum 🙂