Foruma Üye olduktan sonra "Aktivasyon-Şifre Belirleme Aşamasında Sorun Yaşayan Üyelerimiz
Foruma üye olurken "hotmail, outlook, msn" uzantılı bir mail adresi kullandıysanız size gönderdiğimiz aktivasyon-şifre belirleme e postası hesabınızdaki "gereksiz-spam" klasörüne düşmüş olabilir. Lütfen "gereksiz-spam" klasörünü kontrol ediniz. Destek için instagramdan @spearfishingturkey bize ulaşabilirsiniz.
Apnea Süresi ve Derin Dalış Hakkında
Merhaba sevgili arkadaşlar. camiada en çok önem verilen ve benimde kişisel olarak azami derecede dikkat gösterdiğim bir husus olan nefes tutma ve derinde avlanma hakkında konuşmak istiyorum. Bu spora yeni başladığım zamanlarda yakın çevremdeki insanların ilk sorduğu soru genelde şöyle olurdu; ” Ne kadar nefes tutabiliyorsun? ne kadar derine dalabiliyorsun? ”
Aslında işin içine deniz ve denizin içinde geçirilen zaman girdiğinde bu soruların sorulması hiç te şaşırtıcı olmasa gerek.Nihayetinde nefes tutmak önemli faktörlerden birisi.Derinlikte elbet en önemli hususlardan birisi.Ancak bu algıyı çok yanlış anlayıp sürekli uzun süre nefes tutmaya çalışmak ve derine inmeye çalışmak asli olan durumu, yani avlanmayı kişiye unutturuyor ve olay tamamen farklı bir yola sapıyor. Bu yol genelde şu kadar derine inerim şu kadar nefes tutarım gibi ifadelerle tamamlanan ve sonunda dizgiye tek bir balık bile takmadan denizi terk etmekle sonuçlanıyor.
Benim değinmek istediğim husus aslında şu;
Biz ne için denizdeyiz? Balık yakalamak ve bu balığı sevdiğimiz kişilerle birlikte oturup yemek için mi? Yoksa farklı bir amaçla derin sulara inip uzun süre nefes tutmak için mi?
2. seçenek benim için pekte cazip gelmiyor. Çünkü amacın dışında. O yüzden öncelikli olarak neden bu işi yaptığımızın farkında olmak gerekir. Çünkü farkındalık bilinçli davranmayı ve kararlı hareket etmeyi sağlar. O yüzden eğer bizim amacımız balık vurmak ise ki bence öyle, ilk evvela av yaptığımızın farkında olmak ve bir avcı olmaya çalışmak.
O yüzden bence çok uzun süre nefes tutmanın pek bir esprisi kalmıyor. Etrafımdaki insanlara bakınca ”Abi Diyafram kasını kullanıyorsunuz siz demi,hakikaten zor iş ya” gibi ifadelerde bulunuyorlar. Elbet tabi fizyolojik olarak detaylı bir araştırmaya girdiğiniz takdirde diyafram kasının ne denli büyük bir etken olduğunu eminim anlayacaksınız. Bu kesinlikle önemli bir konu. Ancak sadece bu konuya odaklanmak ve geride kalan asıl etkenleri göz ardı etmek büyük bir ihmal bence.
Şunu söylemek istiyorum. Farz edelim sizin apnea süreniz 10 metre derinlikte 2 dk. Nasıl ? kulağa çok hoş geliyor değil mi?
İsterseniz bu süre 5 dk olsun ama eğer avcı değilseniz ve o derinlikte ne yapabileceğinize dair herhangi bir fikriniz yoksa ,mesela ördek dalışınız çok gürültülü ise,aşağıya inerken çok hızlı davranıyorsanız, aşağıya indiğinizde agaşon pozisyonu alırken ortalığı birbirine katıyorsanız, yere yattığınızda ağırlığınız uygun değilse ve sağa sola hareket ediyorsanız hele birde paletler havaya kalkmış uzaktan sizi merakla izleyen balıklara GELME ! GELME ! diye bağırıyorsa…
gibi gibi bir kaç yıldır her dalış sonrası otokontrolle kendime sorduğum ve hala cevap aradığım bir çok durum ortaya çıkabilir.Ve cevaplarını bulduğunuz yada bulamadığınız sorunlar sizi avdan git gide soğutur.
Bu saydığım sebepler neticesinde göz önüne alınması gereken sonuç olarak belki şuraya varabiliriz.Apnea süresinin uzun olması sizin harika balıklar vurmanızı sağlamaz.Tam aksine zaten eğer tüm teknikleri doğru bir şekilde uygulayabilirseniz ve doğru yer ve zamanda doğru hareketleri yapabilirseniz 35-40 sn içerisinde güzel bir av ile karşılaşma ihtimaliniz oldukça yüksek.
Derinlik konusuna gelince;
Büyük balık derinde olur algısı bizi her zaman yanıltan bir durum olmuştur. Hepimiz izlemişizdir bu türlü videoları.
-Satıhta vurulan 14 kg liça
-1 metre suda vurulan 9 kg levrekler
-3 metre suda 6 kg ağırlığındaki sinariti vuran yunan zıpkıncı arkadaş.
Buna benzer örnek listesi daha da uzatılabilir. 0-10 metre derinlikte uzun süredir avlanan ve neredeyse vurmadığı balık kalmayan o kadar çok tanıştığım insan var ki. İnanın rakamlar sizi muazzam derecede şaşırtacaktır.
10 metre derinliğin altına bu güne kadar inememiş olmam bana çok fazla şey kaybettirmiş midir ? Bunu yaşamadan anlamak elbet tabi güç. Ancak çok büyük farklılıklar olacağını sanmıyorum. Belki balığın sığ sudaki tedirgin hareketleri biraz daha rahat olabilir ancak satıhtan uzak olan ”BEN” eğer rahat değilsem zaten ilk kuralı bozmuş oluyorum. O yüzden çok sevdiğim bir abimin sözü hep akılımdadır.”Emniyette olduğun en güzel yer nefes almaya en yakın olduğun yerdir.”
Her dalış öncesinde bu sözü hatırlar ve ben sakinim , ben sakinim sözlerini zihnimden eksik etmeden dalışa başlarım. Ve emin olun bu söz sizin dalıştan aldığınız huzuru ve mutluluğu kat be kat arttıracaktır.
Herkesin söylediği gibi; En iyi dalgıç dalış sonrasında ailesinin yanına sağ salim dönendir…
Hiç bir balık bizim hayatımızdan kıymetli olamaz.
Herkese [ sığ sularda ] kazasız ve bol trofeli avlar…
Benim için çok güzel bir yazı.aslinda tamamiyle haklısınız tam benlik olmuş teşekkür ederim.
Bir daha okuyacağım simdi hatta😎
@selimbulut kalemine sağlık dostum. Çok güzel noktalara değinmişsin.
Yazı tam bir ders ölenlerin çoğu usta dediklerimiz abilerimiz kardeşlerimiz deniz sevdalısı belkide derinlik sevdaları ölümlerine sebep olan etken kimse sığda ölmedi benim okuduğum bende kara kıyı sığ suda av yapıyorum tek sıkıntım tekne ve dalga ondada korumaya çalışıyoruz kendimizi .Elinize emeğinize sağlık...
@moguzcanrica ederim faydali olabildiysem ne mutlu
@ridvan tekne konusu hepimizde kanayan yara malesef.Cok sevindim yaziyi begenmenize.tesekkur ederim
Güzel bir yazı yazmışsiniz, sağlıklı günler dilerim.
Gercekten hayati bir konu ele almışsınız.Elinize emeğinize sağlık , teşekkürler 🙂
@selimbulut emeğine sağlık kardeşim. Harika anlatmışsın. Önce güvenlik, nokta.
Ben teşekkür ederim.Faydalı olabildiysem ne mutlu
@abckarahan
sağolasın abi teşekkür ederim.Elimden geldiğince anlatmaya çalıştım 🙂
Sadece yeni başlayanlar değil hepimizin ara ara okuması gereken bir yazı olmuş, emeğine sağlık kardeşim. Serbest dalış ve avcılık dengesi doğru ayarlanmalı.