Foruma Üye olduktan sonra "Aktivasyon-Şifre Belirleme Aşamasında Sorun Yaşayan Üyelerimiz
Foruma üye olurken "hotmail, outlook, msn" uzantılı bir mail adresi kullandıysanız size gönderdiğimiz aktivasyon-şifre belirleme e postası hesabınızdaki "gereksiz-spam" klasörüne düşmüş olabilir. Lütfen "gereksiz-spam" klasörünü kontrol ediniz. Destek için instagramdan @spearfishingturkey bize ulaşabilirsiniz.
Her günkü gibi hazırlığımızı yaparak yola çıktık ve meraya ulaştık. Biraz yüzdükten sonra 2 hafta önce bulduğumuz derinliği 27 metre olan taşa vardık. Aslında o taş benim kapasitemin üzerindeydi ama insanoğlu ne zaman daha azıyla yetindi ve hırsına yenik düşmedi ki!
Ben o gün fazla dalmayı düşünmüyordum. Özkan avlanacaktı. Ben üzerinde ona eskortluk yapıp göz kulak olacaktım ama yaptığım 1-2 kule dalışından sonra aşağıdaki her biri kilo üzeri olan ve Özkan'ın birbiri ardına yukarı getirdiği Eşkina ve Sargozları görünce dayanamadım. Sırayla bir Özkan bir ben dalmaya başladık. Artık dalışı bitirmeye karar vermiştik ve yorulmuştuk. Saat akşam üzeri 15:00 civarıydı, aslında çıkmalıydık yetmeliydi o kadar av ama yetmedi aşağıdaki balıklar canlı bedenimden daha değerli gelmiş ki son dalışı yapmışım.
Dalmadan önce Özkan bana 3 cümle konuştu,
1-Bünyeni zorlayıp kendini bozma,
2-eşkinaya atıp merayı bozma,
3-Taşı tutturamazsan yukarıya çık.
Peki ben ne yaptım;
İyice nefeslendiğimi sanmıştım. Dalmadan önce belkide gerçekten nefeslenmiştim iyice. Dip görünmüyordu görünüyorsa da dipteki beyaz bir kumluğun silueti vardı sadece hayal meyal. Aşağıya sallandım ve dibe yaklaştığımda inmem gereken taşın kıyı tarafta kaldığını benim ise bu taşın 7-8 metre derinine yani 30 küsür metrelere indiğimi fark ettim. YUKARI ÇIKIP TEKRAR NEFESLENİP BİR DAHA DALMALIYDIM YAPMADIM. Üstüne üstlük dipten taşa doğru yüzmeye başladım ve taşa vardığımda zaten tükenmiş gibiydim. Burda dalışı sonlandırıp yukarı çıkmalı ve uzunca bir süre nefeslenmeli belkide günü sonlandırmalıydım ama yine yapmadım.
Aşağıda gerçekten boyutları normalinden büyük olan Eşkina ve Sargozlar vardı. Görüntü ve balıkların verdiği tahrik aşırı fazlaydı dayanamadım tam bir sargoza atış yapacaktım ki taşın içine giren başka bir balık fark ettim. Anlattıklarım sanki 3-5 metrelerde oluyormuş gibi yine çıkmadım, bu nasıl bir hırs nasıl bir yenilemez avcılık isteği ya da nasıl bir saçma düşünceyse o balığa yöneldim.
Balık taşın arka tarafındaydı ve mesafe 2-3 metre kadar vardı. Işığı açtığımda yuvanın bulandığını ve balığa atış yapmanın imkansızlığını fark ettim. YUKARI ÇIKMALIYDIM YADA BÜNYEM BANA YUKARI ÇIK PİLİN BİTTİ SÜREYİ AŞTIN KAPASİTENİN ÜZERİNDESİN DEMELİYDİ AMA NEDENSE HİÇBİR İŞARET VERMEDİ BANA. Tamam bitti yukarı çıkayım derken tam o sırada dibimdeki bir eşkinaya atış yaptım. Şişi elime aldım ve yukarı yöneldim. 25-30 saniye önce çoktan yapmış olmam gereken hamleyi ben nihayet yeni yapıyordum.
27 metrelerden 23-22 metrelere geldim 21-20 derken daha önce hiç olmayan bir şey oldu. Bir karıncalanmayla birlikte tuhaf bir şey. Sonra gözümü açtım maskem yok! tüfeğim kim bilir nerede? Kurşun kemerim kakıcım, şnorkelim hiçbiri yoklar ! Sanki zaman durmuş tekrar akmaya başlamış ama bir terslik var. Ağzımdan süzülen kırmızı salgı kan peki ne oldu da bu kan gırtlağımı doldurdu? Özkan başımda, niye çok şükür Allahım ölmemiş diye bağırıp duruyor ! Anlamak uzun sürmüyor.
Bayılınca daldığım rüyadan çıkmak gerçeğe dönmek ve gelişen olayları kavramak saliseler sürüyor. Ölümden dönmüşüm! Hatta ölmüşüm ! Özkan' ın hemlick hamlesiyle canlanmışım. Annem. kardeşim. babam. abim bu sırada rütin hayatlarına devam ediyor. Nasılsa döner birazdan diyorlar, her gün bu saatte dönmüyor muyum ki ? Ama nereden bilecekler ki bende forumlarım unutamadıklarımız/kaybettiklerimiz kısmında yer alacaktım. Bir iri sargoz yada bir iri eşkina yüzünden !
20 metrelerden 5 metrelere kadar palet sallamışım benim haberim bile yok. Demek ki bilincim gitmiş. 5 metrelerde durmuşum yana devrilmeye başlamışım şiş yada tüfek yokmuş elimde.
Daldığımda Özkan üzerimde bekliyordu ben dipten 7-8 metre taşa yüzmüştüm ve yukarıda bekleyen badi ben aşağıda ilerlerken elbisemden yada maskemden vs çıkan küçük kabarcıklardan ne tarafa gittiği anlamaya çalışmış. yaptığım atışla şişin sesini duymuş ve tam o civarda beklemeye başlamış sürenin fazlasıyla uzadığını oda fark etmiş ve bütün dikkatini seferber etmiş. Büyük tesadüf ki beni tam durup aşağıya batmaya başladığım sırada görmüş. Hemen dalıp sarılmış ve yukarı çıkarmış.
Vursaydım o balıkları ne olacaktı? Çok mu değerliydi? Fatih yine yapacağını yapmış kelle kelle sargozları vurmuş diyeceklerdi öylemi? Bundan sonra demesinler! Zaten diyemezler şu an daldığım derinlik max. 10 metre. Daha önce görmemişmiydim bu uğurda ölenleri ?
Alican ACAR tanımamama rağmen günlerce etkisinden kurtulamamıştım. Cevdet AKDENİZ, Rıza KÜÇÜKKAYA, Ziya DENİZ Haberi okuyunca saatlerce ağlamamak için kendimi zor tuttuğum Ozan YILDIRIM, Çarşı izninde beni karşılayıp Gölcük e dalışa götüren, beni çok iyi ağırlayan misafirperverliğini esirgemeyen Recai SARI, Vefat ERKAN, Alican KARA, İlhan GÖRGÜ.
Yani illaa tedbir almak için derinlerde değeri toplasan 100 lirayı geçmeyecek balıklardan vazgeçmek için böyle bir tecrübe mi yaşamak lazım..
Şimdi geriye dönüp baktığımda gülüyorum eski günlerime.
Biz gidersek geride kalanların eski günlere ağlamaması için........!!!!
Bu yazı skiciyiz.biz isimli internet sitesinden alıntı yapılarak yayınlanmıştır.
Valla yazıyı okudum ama sonrasında şöyle bir durdum aklıma birşey gelmedi cvp vericek yada buraya yazicak.
Okurken bile tüyleri diken diken yapıyor .
Hobidasimiz büyük bir tecrube ve şans yaşamış. Mutlu sonla biten hikayeler gibi olmuş. Bizlerin de limitleri zorlamadan bu sporu keyifle yapmamiz gerekir. Çok güzel paylasim olmuş site yöneticilerine teşekkür ederim.
Çarpıcı bir anlatım olmuş, bu durumu yaşayıp kurtulan kişilere geçmiş olsun dilerim. Avcılık insanoğlunun en tehlikeli egolarından biridir. Allah muhafaza eyleye. inşallah diğer hobidaşlarımızın başına gelmez
Allah fazl hırsdan bizleri korusun.. nasipten ötesi olmaz zorlamamak lazım .
Derin yada sığ dalış hafife alınmayacak bir iş. Bende senkop geçirmiştim 17 m lerde. 11 yıl kadar önce kondisyonum çok iyiyken dalış arkadaşım saat aldı bende kaç m lere iniyoruz ne kadar duruyoruz denemek için saati aldım 17 m ye indim ve beklemeye başladım gözlerimi hafif kısarak rahatladım ve küçük balıkları izlemeye daldım saate baktığımda 2:58 di süre çok rahat yukarıya çıkabilecekken panik yaptım ve hızla yukarı yöneldim. Satıha çıktığımda kaslarımın kontrolünü kaybettim ve çok sert titrer gibi kasıldı gevşedi vücudum, samba geçirmişim sonradan öğrendim. Şanslıydım badim üstümde olmamasına rağmen kurtuldum. Bu yaşadığım ders oldu bir daha asla panik yapmadım derinlik ne olursa olsun olabildiğince sakin ve yavaş hareketlerle dalışımı gerçekleştiriyorum. Bir kere de 32 m de bir bacağıma kramp girdi aldığım derse mukabil sakin ve yavaşça yukarı çıktım, panik ve hızlı hareket kesinlikle kaçınmamız gerekiyor bunu prensip edinmeliyiz.
Limitlerimizi iyi analiz edip dinlenmeleri gerektiği kadar uzatmak ve her şeyden önemlisi sakinliğimizi kaybetmemeliyiz. Mutlaka saatimizi kontrol etmeli ve vücudumuzu iyi dinlemeliyiz. Ben derinlik alarmı mutlaka kurardım derin dalarken bazen merayı rahatsız etse de farkında olmadan konfor alanımızın aşağısına inebiliyoruz. Uzun süredir 20m altına pek dalmıyorum çünkü artık büyük balık için değil evde beni bekleyen aileme hafta 2 gün yiyeceğimiz kadar balık avlamak için giriyorum suya. 2 saat kadar agaşondan sonuç alamazsam sonra sokar sargoz ıskaroz toplayıp çıkıyorum:) Yanlız dalmayı tavsiye etmiyorum ama malesef beraber dalacak kafa dengi birisini bulmakda zor oluyor.
